Наш опрос |
---|
Saytın qiymətləndirilməsi
Bütün cavablar: 1693
|
Статистика |
---|
Online cəmi 4 Qonaq 4 İstifadəçi 0 |
|
Məqalələr
El uzatmak, yoksa diz cökmek?
Bülent Gürçam Ermeni, ermeni olalı Dünya gündeminden heç düşmedi, düşmediyi kimi, öz tarixinde de hep dört ayaq üstüne düşdü. Türkiye Cümhuriyyeti öncesi Osmanlı döneminde, yaptığı tüm dış güclerle birge oyunlara rağmen, adı « Millet-i Sadıka » yani sadık millet olarak anıldı, zaten ele bela da o devirden sonra başladı. Osmanlının başı xarici qüvellerin oyunlarıyla qarışırken, ermeni ölke dahilindeki bütün paralı işlerin tek sahibi oldu, daha sonar da açdığı ceşitli gizli mekteplerle, kendi insanlarını eyitip, osmanlıyı devirecek harici qüvellerle bir olup, osmanlıyı yıxdırdı, gayesi osmanlıyı yixip, hayel etdiyi denizlerden- denizlere büyük Ermenistan hayellerini gerçekleşdirmekti. Osmanlının sonu geldiyinde, bu defa da yeni qurulmak istenen genç Türkiye Cümhuriyyetine yaxinliq gösterdi, orda da öz menfaatları doğrultusunda, yene ölkenin en paralı görevlerinde bulundu, genç, yaşlı bütün Türk erkekleri cepelere giderken, bunlar ölke daxilinde ancak pul qazanıp, ölkenin bütün sanatsal işlerini ele geçirip, yene de para, pul qazandılar ve daha sonra ise, Türkiye cümuhriyyetinin qurulmasına icaze vermek istemeyen dış güclerle bir olup, Genç Türkiye cümhuriyyeti, Çanakalede, Sarıkamışda, İzmirde bağımsızlık mücadilesi verirken, bunlar Türk milletini arxadan vurup, öz hayali devletlerini qurmak istediler. Buna da nail olamayan ermeniler, çareyi topladıkları güclü varlıklarla, ölkeyi terk etmekde gördüler, bu planda güvendikleri iki güclü devlet vardı, birisi Türkıyenın kapı komşusu Rusya, diğeri ise ölke siyasetini tamamıyla Türk milleti üstüne qurmuş Fransaydı. Rusya osmanlıya ve Türkiye cümuhuriyyetine karşı kullandiği ermeniye verdiyi sözü tutdu, qedim Türk yurdu olan, Türkiye cümuhuriyyeti toprağı olmasa da, yene qedim türk yurdu olan İrevanı ermenilere peşgah çekti. Fransa ise öz ölkesinin qapılarını sonuna kadar onlara açtı. Bu da yetmezmiş gibi, yene kapı komşularımız olan, fakat fransızların sömürüsü altında olan Livan ve o regionda bulunan diğer Arap ölkelerine ermenileri yerleşdirdi, aslında bu da devam eden, Türkiye cümhuriyyetini yıxmax isteyen planın bir parçasıydı, yani ermeniyi ölkemizin dört bir yanına yerleşdiren Batının, aslında oyunun devam etdiyinin açıq bir göstergesiydi, fakat Türkiye bu oyunun varlığını bir turlu kabullenemedi. Ermeni tam Türk devletinin yanı başında qurduğu devletin, devlet anbulemine, Türkiye toprakları içinde bulunan Ağrı dağının resmini qoydu, bir zamanlar quracağı devletin başkenti olarak düşündüyü Van şehrini öz tarihi toprakları olarak xeritesinde gösterdi, qedim Türk yurdu Karabağı yıllardan beri qanunsuz olarak işğal altında tutdu, Türkiye ise buna yllar boyu boyun eydi, cevap vermedi, hep ilimli, dost ve barış eli uzatmak istedi. Ermeni o tarixden bu tarixe qeder, hep Türkiyenin önüne problem olarak cıxdı ve ya cıxarıldı. Önce Amerikan senatosundan sonra Fransa senatosu da Avrupanın dört bir yanında, Yunanıstan da, Kürt PKK örgütünün yanında ve sayısız Türk diplamatının öldürülmesin de ermeniler rol aldı ve Türkiyenin bütün beynelxalk qurumların icinde tek düşmeni olarak bu günlere kimi geldi. Bu gün ise yene bir oyun peşindedir, ermeninin Türk toprakları üstündeki oyunu bitmemişdir, bitmeyecekdirde. Çünki dünyadakı bazı güclerin Türkiye üstündeki oyunu bitmemişdir ve bu oyunda ise Türkiye toprakları etrafındakı bütün devletlerin eli mevcuttur. Burda bir misal vermekde yarar var, örneyin, Müslüman bir devlet olarak bildiyimiz, aslında kardeşimiz olması gereken, Iran bile ermenilerin bu oyununun bir parçası halindedir. Olayın en garip tarafıysa,ve Türkiyenin bunu çok net görmesi gerekirken, olay yine bazi gücler tarafından ört- bas edilmişdir. İran İslam devleti başkanı Ahmeti Necat geçdiyimiz yıllarda Ermenistana yaptığı ziyaretde, sözde Türk milleti tarafından öldürülmüş, ermeni anıtını ziyaret ederken, yine yakın bir zamanda ziyaret etdiyi Türkiyede Atatürkün anıtını ziyaret etmemek için, Ankaraya degil, İstanbula inmişdir ve Türkiye buna bile- bile göz yummuşdur. Şimdi sayın Abdullah Gülün, el uzatmak istediyi bu türk milletini kendine ebedi düşman olarak kabul etmiş ermenilerin durumunu açıklamaya yetdi mi, bilmem ama yine de burda bu ziyaretin olmamasını gerekdiren bir kaç söz demekde yarar görürem. 1. Türkiye Cümhuriyyetinin her bir köşesinde ermeniler çok rahat bir şekilde yaşarken her bir yerde kiliseleri varken, son olarak yine bizim yapdığımız jestle, kendilerinin başkenti olarak gördükleri Van şehrindeki kiliseleri tamir edilerek ibadaete açılırken neden Ermenistanda bir camii, bir Türk vatandaşı bulunmaz? 2. Yine Türkiyenin dört bir yanında kendilerine ait mezarlar ve ya mezarlıklar bulunurken, kendilerinin şu anda yaşadıkları eski türk yurdu olan Erivanda neden bir türk mezarı bile bulunmaz ? 3. Biz kendilerine bu jestleri yaparken kiliseleri, hastaneleri, sayısız okulları varken neden yıllardan beri kanunsuz işğal altında tutdukları Azeri yurdu Karabağdakı camilerimizde hayvan beslerler ? 4. Ve neden Türkiyenin Ağrı dağı onların devlet amblemi olmuşdur ? Evet sayın Abdullah Gül bu soruların cevabını alabilirse ,o eli uzatsın, ama bence bu el uzatmakdan daha ziyade diz çökmektir. El uzatmak, yoksa diz cökmek?
|
Категория: Мои статьи | Добавил: ilka1 (30.09.2008) |
Просмотров: 497
| Рейтинг: 0.0/0 |
Добавлять комментарии могут только зарегистрированные пользователи. [ Регистрация | Вход ]
|